Untitled Page
OSMNAİYE VE İLÇELERİ KÜLTÜREL TANITIM SİTESİ HOŞGELDİNİZ

   
  Osmaniye ve İlçeleri Kültürel Web Tanıtım Sitesi
  Gavur Dağaları
 
         
BUNALIM DÖNEMİNDE GÂVUR DAĞLARI

Gâvur Dağları olarak ünlenen bu sıra dağlar Belen'den başlayıp Düldül Dağlarına kadar uzanırlar. Bir Başka ifade ile bu ünlü dağ silsilesi Maraş çevresinden başlar, kuzeydoğu, güneybatı yönünde sıralanarak Asi nehrine kadar ulaşır. Ahmet Cevdet Paşa'nın tarifi de bu doğrultudadır.

Tarihin değişik safhalarında çeşitli isimlerle anılan bu amansız sıra dağlar, Orta Çağda Bizans - Abbasi sınırını oluşturmuş ve Bizanslılar tarafından "Amanos Dağları" olarak anılmıştır. Araplar ise "Kafir Dağları" demişlerdir.

Karadağ ismi ilende bir dönem bilinen bu muazzam silsile Ulaşlı'lara yüzyıllarca yurtlukta yapma görevini ifa ettiğinden olsa gerek Ulaşlı dağları olarakta anılabilmektedir. Bölge daha sonraları ise Cebeli bereket olarak isimlendirilmiştir. Haziran 1941'de, Ankara'da toplanan 1. Coğrafya kurultayı, yukarıda saydığımız gibi değişik isimlerle anılan Gâvur Dağlarının adını, Amanos Dağları olarak kabul etmiştir.

Kınık Şehrinin ve köylerinin terk edilmesinden sonra, başta Tecirli ve Ceritlerin kışlağı olan Çukurova; sazlık, bataklık ve ormanlık hale gelmiştir. Ahmet Cevdet Paşa, 1865 yılında, Osmaniye'den Kadirli'ye giderken, otların aşırı yüksekliği nedeniyle askerlerin kargılarının ucunun bile görünmediğini, öncü askerlerin otları biçerek yol açtığını, 150 yıldır sürülmemiş olan toprakların leş gibi koktuğunu bildirmiştir.

Mufassal Tahrir Defterleri ile Ahmet Cevdet Paşa'nın verdiği bilgilerden de öğrendiğimiz üzere, 16.yy. ile 19 yy. arasına rastlayan dönem, Osmanlı Devletinin eski ihtişamını ve gücünü yavaş, yavaş kaybetmeye başladığı dönemdir. Batıda özellikle Avusturya ve Rusya ile yapılan savaşların kaybedilmesiyle Celali isyanları Anadolu ve Rumeli'deki toprak düzeninin bozulmasına dolaysıyla devletin yerine mahalli bölgelerde Ayan ve Ağa dediğimiz nüfuzlu kişilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. 1735' ten birkaç yıl önce, Burnaz ile Kurtkulağı arasına yerleştirilen İfraz-ı Zülkadiriye Türkmenlerinden Döngelelu, Ulaşlı Çalışlu, Develu ve Kebelu oymakları yerlerini terk ederek Okçu İzzettinli Kürtlerinin yaylağı olan Gâvur Dağlarına göç etmişlerdir.

Böylece bölgedeki merkezi otorite zaafı daha da hızlanmıştır. Bunun sonucu olarak merkezi otoriteden vazgeçmek istemeyen devlet ile bu nüfuzlu kişiler sonraları karşı karşıya gelmek durumunda kalmışlardır. Öyle ki, bu oymaklardan çıkan, "Samur Kürklü Küçükalioğulları" sonradan Paşa olan Halil Bey ve oğlu Dede Bey ile onun da oğlu Mıstık Paşalar, Payas'da, hacıları ve yolcuları soyarak ünlenmişler, derebeyi olmuşlardı. Hatta Padişah Abdulaziz'in hediyelerini Mekke'ye götüren Surre Alayı dahi, Burnaz'da soyulmuştu.

Gâvur Dağlarındaki Ulaşlı oymağına mensup Alibekiroğlu, Karayiğitoğlu, Çenetoğlu, Kaypakoğlu Ağaları da, Küçükalioğullarının beylerine tabi idiler.

Dulkadirli eline bağlı oymaklardan bazılarının adı, yörede hala yaşamaktadır. Osmaniye / Gebeli'de Kebelular, Zorkun'da Küreciler, Küllü'de Küşne, Fenk'te Hacılar, Bahçe / Yuvaklı'da Yuvaklı, Kapılı'da Söylemezli, Cebel'de Oruçgazi oymakları yaşamış olmalıdırlar.
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol